High

Bazı mutluluklar vardır tarifsiz ve eşsiz…

Mutlu ettiğin kadar mutlusundur bu dünyada ve de ebedi hayatta… Biz bu mantığı bile bile kendimizi mutsuz etme de üzerimize üstü olmayan canlılarız…

Kural belli, paylaşmaktadır mutluluğun şifresi… mutlu etmek şifadır… mutlu olmak daha da şifadır…

Hem bedene hem insanın ruhuna hediye ettiği en güzel histir melatonin, serotonin ve endorfin hormonu yani “mutluluk”… Paylaşımda ki mutluluğu emin olun ki hiç bir mutlulukta bulamayacaksınız. O denli güzel bir dini yaşıyoruz ki, ilahi adaletin tecellisi ile katıyla misliye dönüş yapıyor.

Kim zerre kadar iyilik yapmışsa misliye onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa katıyla onu görür.” (Zilzâl, 7-8).

Hadi gelin bir verip bin almaya ne dersiniz?

Yapmak istediğimiz yetim çocuklara okul projesinde Seninde katkın olsun, yeryüzünde ki bütün çocuklar bizim sorumluluğumuzdur…

Yardım elini uzat!

Möchtest du gemeinsam mit uns eine gute Sache unterstützten?

Wir sammeln Spenden für Bau eines Waisenhaus für ca. 400-600 Schüler in Afrika und dein Beitrag zählt, egal, ob du wenig oder viel spendest. Jeder noch so kleine Betrag hilft.

Vielen Dank für deine Unterstützung.

Bankverbindung:

Emel Ak

Augusta Bank Augsburg

IBAN: DE89720900000007501226

BIC: GENODEF1AUB

Verwendungszweck: Afrika Neubau Schule / Spende

Bir resim çekmekte ki şaşkınlıkları…

Onların bir mutluluğu çekilen resim de kendilerini görmek… ve biz ise…. #yorumsuz

#mutlulukvakti

High

Yetimin hüznüne bir demdir “Bayram”

Zamanı tutmak yani durdurmak mümkün olsaydı! Herkesin bu konuda, zaman zaman istekleri olurdu. Kimi sevdiği ile el ele yaşamayı, Kimi ailesiyle… Kimilerinin de nice duyguları ve isteklerine merhem olacak zamanı, saklamak isterdi. Ne ahlar, ne iç çekişler ile başlayarak, Anlatılan hikayeler dinlenir, “zamanı saklamak ya da durdurmak ister misiniz?” Sorusu sorulduğunda. Zaman hızla giden, tren misali. Ya da ardından bakarken göklerde kaybolan uçaklar gibi… Avuçlarda tutulmayan su misali… Akıp gitmekte. Bayram sevincinin yaşanacağı günün coşkusunu ruhumuza işleyerek, bir daha ki seneye “ya kısmet” dedirterek gidiyor. Gurbette bayram buruk yaşanır. Sanki yokmuş gibidir. Milli ve dini bayramların duygularını yaşamak için mücadele verilir. Aylar öncesinden çalışanlar ve okuyanlar, izin alma telaşına düşerler. Camilerin belki de tıkabasa dolduğu tek günü yaşamak için, Bayram namazına gidilir. Eşini camiye yollayan anneler, kahvaltı sofrası hazırlığı telaşına girer. Ardından “kalkın bu gün bayram çocuklar” sesiyle bayramın ilk sevincini salar yüreklere. Akşamdan alışıla gelmiş bir gelenek olarak yapılan, arife suyundan geçirilme adı altında, banyolar yapılıp, daha erken yatılmıştır. Bayram heyecanı bir nebze yaşanması için, yeni alınan kıyafetler ütülenmiş bir şekilde kanepe üstünde bekletilir. Gurbetin sokaklarında, Bayram çocuklarının cıvıltısını duyamazsınız. Aslında bayram sadece yüreklerde vardır. Çan seslerinin çınladığı bir ülkede, Bayram ne kadar yaşana bilinir ki! Belki de gidecek bir büyüğü bile yoktur. Gurbetçiler bir nevi yetimdirler. Yetim insanların yüreğini, Bayramlar acıtır. Ellerini öpüp, hayır duasını alacakları bir ailesi olmayanlar… Babasının mezarına bir Fatiha okumaya gidemeyenler… Telefonun diğer ucundaki, annesinin bayramını kutlarken, boğazına düğümlenen hüznü, yutkunanlar… Bayram şekeri ile ağzını tatlandırıp, Bayram tatlısını yiyerek, sohbet edecekleri bir kapıları olmayanlar… Ya da sabah kahvaltıyı hazırlayıp, Sofra başında evlatlarını beklerken; “biz nerede yanlış yaptık ki, şimdi yapa yalnız kaldık” diyenler… Bazen geç kalınır. Yaşanması gereken duyguları yaşanmadan ya da yaşatılmadan tüketildiği için. Maddi çıkarlar uğruna, manevi duyguların, göz ardı edildiğinin farkına çok geç varıldığı için… Gurbette bayram yaşamak, gözlerde yaş, yüreklerde hüzün ile sarmaş dolaş olmaktır. Yine de adı “Bayram” dır. Aslında nerede olursak olalım, değer verdiğimiz duygularımızı yaşatmak bizlerin ellerindedir. Gelecek nesillerimizin, Bizlerin yaşadığı ramazan ayı ya da bayram günlerinin, Sevinç ve manevi duygularımızı onlara da yaşatmak adına… Mücadele vermeliyiz. Ya Sevgiliye fiyat biçilir mi? O vakit Aşk, meşk olur mu? Yürek yaşar mı sevdayı? Sevdanın bedeli, ruhun çile çekmesi ise Pahası biçilmez ki! Bir de bu sevda her daim senin le değilse. O vakit, saatlerde değerlidir, saniyeler de… Nazlıdır sevdalı, nazı elbet çekilir. Güneşin sıcağı nedir ki! Yanan kalbin yanında! O’ sevdadır. Bayram ise sevgilinin teskere alışıdır. Bayram namazı ise, düğününe gelenlere yapılan teşekkür misali, Rabbine şükürdür. Aşıklar ayrılamazlar. Araya aylar girse bile. O’ sonra kavuşma sözü vermiş ise…

Sevdalı heyecan ile beklemeye razıdır. Sonunda kavuşmak ümidi var ise…

Bayramınız mübarek olsun.

#alıntı

High

Heiße Tage in Deutschland

Die heißen Tage in #Deutschland sollten uns dazu führen, endlich folgende Themen hier anzugehen:

– #Klimaschutz

-#Erderwärmung

– #Wasser für Afrika

– #Sonnenenergie

– #Weltfrieden

Stellt euch vor!

Wir trinken hier 5-10 Liter am Tag, duschen 2-3 mal, in #Afrika dursten sie.

Alle 15 Sekunden stirbt in den Entwicklungsländern ein Kind an Durchfall, der zumeist durch schmutziges Wasser verursacht wird.

Hilf mit

High

Yetim ne demek?

Görmediğim bir adamın kızıyım ben

henüz baba diyemediğim,

koşarak boynuna sarılamadığım,

resmini öpüp ağladığım, rüyama giren,

rüyalarımı bölen bir adamın kızı…

Yeni yetme öpücükler konduramadım

yanağına…

Ve sarılamadım boynuna babam diyerek.

Kızım deyişini hiç duyamadım mesela

bakamadım gözlerine…

Bir bayram sabahı öpemedim ellerinden

ve bayram harçlığımı alamadım senden

sen mezarında uyurken

ben yatağımda

baba hayalleri kurdum.

Yetimmişim,

yetim kalmışım…

henüz hayatı anlamadan bunu anladım.

Hem şimdi yetim diyorlar bana

tek yetimde değilmişim

annem söylüyor.

Anneler, babalar ölünce

baba da olmak zorundalar

annem gibi.

Babalar neden ölüyor ki baba?

Anneler niçin baba olmak zorunda bırakılıyor?

Anneler niçin baba olmak zorunda kalıyor?

Baba!

Baba!

Neden bıraktın beni

neden sensiz koydun

Şimdi kime seslenmeliyim

babam diyerek?

Baba ben yetim miyim

ben sensiz miyim yani baba?

#alıntı

Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.” (Bakara – 215)

High

Hatalarım…

Gerçek örnek hayatlar…

#HzAdem

#hatalarımıseviyorum

#hatalaröğretir

#hatalarınıgörebilmek

#ilkveson

#vâveyla

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Hz. Adem ve Havva’da dünya hayatını yaşamaya uygun maddeleşme süreci ile ilk hata ve yanlışlık yapma kabiliyeti ortaya çıkmıştır. Zira bu meyve yasaktır. Netice ne olursa olsun Allah bu meyvenin yenmesini yasaklamıştır. Meyvenin yenmesi Allah’ın emrine karşı gelmek demektir. Bu da hata ve yanlış bir fiilin işlenmesi anlamına gelir. Burada dikkat çekici bir sır vardır. Demek ki hatalar ekseriyet itibari ile maddi haller ve yaşayışlar neticesinde ortaya çıkmaktadır.

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

İşin aslında bu aldatma tamamıyla da yanlış bir haber ve bilgi değildir. Zaten o ağacın meyvesinde bir ebediyet duygusunu, bir ebediyet cezbesini Hz. Adem de hissetmiştir. Şeytanın da böyle bir bilgiyi bildiği, en azından tahmin ettiği görülmektedir. Burada Şeytanın maksadı Ademin meyveyi yiyerek Allah’a isyan etmesini sağlamaktır. Bu sayede onun da cennetten kovulacağını zannederek, güya ondan intikam almış olacaktır.

••İşin aslında insan için ebediyet yolu bu yasak meyvenin yenmesi ile açılmıştır.•

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Demek ki insan için ebediyet yolu belli başlı hatalar sonucunda ortaya çıkacaktır. Hata yapılacak ki doğru bulunsun, günah işlenecek ki af vuku bulsun, ölüm görülsün ki ebediyetin değeri bilinsin. İşte insanlığın tüm terakkisi bu yolla olmuştur ve olmaktadır da…

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. (Taha 120-122)”

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

High

Masumiyetin ve güzelliğin kareleri…

#masum #berrak #inşirah #güzel #insanlar #şefkat #sevgi #nofilter #humantarian #aid #help

.

.

.

🎈

Öyle saf masum ki çocukların hayalleri…

Öylesine berrak ki bakışlar…

Ve kıskançlık nedir bilmeyen niyetler…

Nefretin tohum saçamadığı körpe yürekler…

O minik gözler ışık saçan bir fener…

Gönülleri aydınlatmaya yeter…

Ve yüreği okşayan o masum gülücükler…

🎈

.

.

.

Das Geheimnis des Glücks liegt nicht im Besitz, sondern im Geben. Wer andere glücklich macht, wird glücklich. 🎈

.

.

.

#mutlulukvakti 🖤

.

.

.

📸‘ by me | Sep17